
Gezi Parkı davasında yeni gelişme
Gezi Parkı davasında mütalaasını ifade eden mahkeme savcısı, Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı’nın ‘Cebir ve baskı kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mütalaada, 6 sanığın ise ‘Cebir ve güç kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme’ suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla değin hapisle cezalandırılması istendi.
İstanbul 13. Ağır Cinayet Mahkemesince görülen 1’i tutuklu, 6’sı tutuksuz, 9’u firari 16 sanığın yargılandığı Gezi Parkı davasında, mahkeme savcısı başlıca hakkındaki görüşünü bildirdi. Celse arasında dava dosyasına sunulan 72 sayfalık mütalaada, Seyahat kalkışması ve organizasyon süreci anlatıldı. Mütalaada, “Yolculuk kalkışmasına katılımların azalmaya başlamasıyla birlikte, sanıkların Forumlar Koordinasyonu ve şiddetsiz eylem eğitimleri ile Gezi Kalkışmasına desteği artırmayı, kendilerince ‘seçilmiş hükümeti devirmek’ olarak simgeleştirdikleri ‘yolculuk ruhunu’ devam ettirmeyi amaçladıkları” aktarıldı. Sanıkların kendilerine profesyonel eylemciler yetiştirmeyi planladıklarının saptama edildiğinin belirtildiği mütalaada, “Bu faaliyetlerin, her ne kadar bu oluşumlar içerisinde resmi bir görevi/sıfatı bulunmasa da perde ardından davalı Osman Kavala tarafından organize edildiği, koordinasyonunun ise sanıklar Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi tarafından gerçekleştirildiği saptama edilmiştir” denildi.
Kavala’nın eylemcilere yardım ettiği anlatıldı
Savcılıkça hazırlanan mütalaada, “Milletlerarası spekülatör George Soros’un, siyasi iktidarı başkalaşmak istedikleri ülkelerde, özellikle legal görünümlü sivil toplum kuruluşları aracılığıyla etkinlik yürüttükleri, bunun en kayda değer örneğinin de kurucusu olduğu Açık Toplum Vakfı olduğu bilinmektedir. George Soros’un bir anlamda ülkemizdeki temsilcisi konumunda bulunan davalı Kavala da aynı şekilde faaliyetlerini sivil toplum kuruluşları üzerinden gerçekleştirmektedir” ifadelerine yer verildi. Sanık Kavala’nın eylemcilerin ihtiyaçlarını onarmak için başvurulan birey konumunda olduğunun aktarıldığı mütalaada, “Davalı Osman Kavala’nın, kalkışmada eylemcilerin polisle çatışmaya girerken kullandıkları gaz maskesi, gözlük, süt, tekrar eylemciler için yemek yemek-kahvaltı ve eylemcilerin koordinasyonu daha basit sağlayabilmeleri için Yolculuk Parkı’na masa, ses sistemi gibi malzemeleri temin ettiği tespit edilmiştir” diye belirtildi.
Kavala ile Barkey’in 15 Temmuz darbe girişimine zemin hazırladıkları vurgulandı
Gezi kalkışmasının aniden gelişen bir eylem olmadığının kaydedildiği mütalaada, “Yurtdışından bütün gelişmeleri peşine düşüp takip edilen, toplumda uzun bir süreç boyunca oluşturulan direnç noktalarının harekete geçirildiği ve kalkışmanın gidişatına kadar alternatif planlar kurulan, finansmanı, eylem çağrıları, şiddet eylemlerine etraf hazırlanması ve en önemlisi hafıza hocalığı dosya sanıkları tarafından yapılan, amacın PKK, DHKP-C ve MLKP gibi tekrar tekrar eylem yapmaya elverişli marjinal sol terör örgüt aza ve yandaşlarını da oluşan kargaşadan faydalanarak sahaya sürüklemek suretiyle şiddetin fitilini ateşleyip kaos oluşturmaktır ve nitekim böylece de olmuştur” denildi. Mütalaada, “Yolculuk kalkışmasının başarısız olması akabinde ise davalı Osman Kavala’nın, firari davalı Henry Jack Barkey ile Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş hükümetini yıkmaya yönelik yasadışı faaliyetlerine devam ederek 15 Temmuz darbe girişimine zemin hazırladıkları tespit edilmiştir” denildi.
Savcılığın hakkındaki görüşünde, “Anadolu Kültür A.Ş.’nin kuruluşundan itibaren davalı Osman Kavala ile birlikte çalışan sanık Mine Özerden’in bir plan ve devamlılık zarfında yürütülen kalkışma hareketinin başlaması ve tüm ülkeye yayılarak derinleştirilmesi için faaliyetlerinin bulunduğu, kalkışma sürecinde yaptıkları provokatif paylaşımlar ve eylem çağrıları ile eylemcileri galeyana getirerek zor olaylarının tırmanmasına zemin hazırlayan Taksim Platformu’nun koordinatörlüğünü yaptığı ve bu paylaşımların yapıldığı Twitter hesabının yönetilmesinden, basın açıklamalarının hazırlanmasından sorumlu olduğu tespit edilmiştir” denildi. Mütalaada, “Sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay öncülüğünde kurulan Taksim Dayanışması, Gezi kalkışmasının başlamasından önce 2 Mart 2012’de resmileşmiş ve birincil protestolarını Haziran 2012’de Yolculuk Parkı’nda toplanarak basın açıklaması yapmak biçiminde gerçekleştirmiştir” ifadelerine yer verildi.
Sanıklarla ilgili HTS kayıtlarından bahsedilen mütalaada, sanıkların kalkışmanın fiili olarak başlaması öncesi ve kalkışma hareketleri esnasında birbirleriyle yoğun bir şekilde irtibatlı olduklarının tespit edildiği aktarıldı.
8 sanığa cinayet istemi
Mütalaada haklarında yakalama kararı yer alan ve olayların organizatörleri oldukları öne sürülen sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin dava dosyasının ayrılarak, yakalama kararı infazlarının beklenmesi talep edildi.
Osman Kavala’nın ‘Cebir ve kuvvet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasının istek edildiği mütalaada, hükümle birlikte bu suç dahilinde tutuklanması istendi.
Davalı Ayşe Mücella Yapıcının ‘Cebir ve zorlama kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasının istendiği mütalaada, sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise ‘Cebir ve güç kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme’ suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Sanıkların, esas hakkındaki mütalaaya aleyhinde savunma yapacakları mahkeme 21 Mart tarihinde görülecek.
Olayın geçmişi
Yolculuk Parkı eylemlerine ilişkin arasında iş adamı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve oyuncu Mehmet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 sanığın ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan yargılandığı dava, 18 Şubat 2020’de karara bağlanmıştı. İstanbul 30. Ağır Suç Oluşturan Mahkemesi tutsak sanık Osman Kavala’nın da aralarında olduğu 9 sanığın beraatına, kaçak sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi ve Mehmet Ali Alabora’nın ise dosyalarının ayrılmasına hükmetmişti. Savcılığın lokal mahkemenin kararını istinafa taşımasının ardından İstanbul Bölge Adliye 3. Canice Dairesi 22 Ocak 2021’de 9 davalı hakkındaki beraat kararını bozmuştu.
Bozma kararının peşinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Nisan 2021’deki duruşmada bu dava ile yakalamalı sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin dosyasının birleştirilmesine karar vermişti. Bunun yanı sıra Osman Kavala ile CIA eski danışmanı Henri Barkey’in FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin ‘Anayasa’yı ihlal’ ve ‘Devletin bakımlı kalması gereken bilgileri, siyasal ya da askeri casusluk maksadıyla tedarik etme’ suçlarından İstanbul 36. Ağır Cinayet Mahkemesi’nde yargılandıkları davanın Seyahat Parkı asıl davasıyla birleştirilmesine karar verilmişti.
öte taraftan Seyahat Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 davalı hakkında İstanbul 13. Ağır Canice Mahkemesince bahşedilen karar Yargıtay göre bozulmuştu. İstanbul 30. Ağır Suç Oluşturan Mahkemesi’nde görülen Gezi Parkı olaylarına ilişkin dava ile Çarşı davası arasında yasal ve fiili irtibat bulunduğunun belirtildiği kararda, ‘örgüt üyeliği suçunun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna kadar takdir ve tayini gerekirken, yazılmış şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlarına karar verilmesi’nin bozma nedeni sayıldığı vurgulanmıştı.
Davalar verilen bozma kararlarının arkasında İstanbul 13. Ağır Suç Oluşturan Mahkemesinde birleştirilmişti. Gezi Parkı ile Çarşı davası dosyası, 21 Şubat’ta görülen dördüncü duruşmada, davaların geldiği aşama dikkate alınarak yeniden ayrılmıştı.
İrem Demir
sizlere yenihabervar.com farkıyla sunulmuştur